Safra kesesi, bir torba gibi geniş ve aynı zamanda genişleyebilen bir organdır. Karaciğerde üretilen safra, karaciğer yüzeyinden safra kesesine uzanan çok minik kanalcıklarla (Luschka kanalları) safra kesesinin içini doldurur. Kese, bu içeriğini kendi hacmine göre çok dar (1,5 – 2 mm) bir kanaldan (sistik kanal) ana safra kanalına akıtır ve boşalmak için başka bir seçeneği de yoktur. Safra kesesinde oluşmuş olan taşlar, bir vesileyle bu küçük kanalın safra kesesi ile birleştiği noktada çıkışı tıkarsa, safra kesesinin içeriği boşalamaz. İlk aşamada safra kesesi duvarını belirli aralıklarla kasarak içeriğini boşaltmak isteyecektir. Bu kasılmalar hastaya zaman zaman şiddetlenip sonrasında geçen kramp tarzı ağrılar olarak yansır ve bu duruma biliyer kolik adı verilir. Eğer çıkışı tıkamış olan taş bir şekilde (vücut hareketi vb.) yerinden oynar ve geçiş yolu açılırsa safra kesesi boşalır ve sorun ortadan kalkar. Çok büyük oranda olayların gelişimi bu şekilde olur. Hastalar yukarıda tarif edilen tarzda bir ağrı ile hastaneye başvurur, sonrasında hastanede verilen destek tedavisi (serum vb.) ile şikayetleri geçer. Bu aşamada çok büyük bir ihtimalle ultrasonografik inceleme de yapılır ve safra kesesindeki taş saptanır. Safra kesesindeki taş böyle bir şikayet sonrasında bir kez saptandıktan sonra onun gerilemesi beklenmez ve ameliyat gerekliliği oluşmuş demektir. Biliyer kolik, safra kesesi taşı nedeni ile gelişebilecek sorunlar içinde en iyi senaryodur. Ameliyat gerekliliği oluşmuştur ancak acil ameliyat gerekli değildir, hasta şikayetleri geçtikten sonra kendi koşullarını da ayarlayıp en uygun zamana ameliyatını -çok geciktirmemek şartı ile- planlayabilir.
Biliyer kolik senaryosunda, çıkışı tıkayan taş bir süre sonra yerinden oynayarak çıkışı açar ve hasta rahatlar. Bunun olmadığı durumlarda, süreç uzar, hastanın şikayeti geçmez ve safra kesesinde safranın boşalamamasına bağlı birtakım değişiklikler oluşmaya başlar. Safra normal şartlarda akışkan iken herhangi bir bakteri içermemesine rağmen, boşalamayıp durgun hale geldiğinde bakterile ile iltihaplanmaya meyillidir. Eğer tıkanıklık uzarsa, bu iltihaplanma oluşur ve bu safra kesesini de etkiler. Tıpkı iltihaplanan diğer organlarda olduğu gibi duvarı şişer ve etrafında sıvı birikir. Bu suruma safra kesesi iltihabı (akut kolesistit) adı verilir. İltihap geliştikten sonra bunu geri çevirmek çok zordur. Bakteri varlığından dolayı hastanede antibiyotik tedavisi gerekir ancak yeterli değildir. Safra kesesi iltihabın kaynağı olduğundan dolayı ortadan kaldırılması, yani ameliyatla çıkarılması gerekir. Bu ameliyatın tercihen safra kesesi iltihabı saptanır saptanmaz yapılması gerekmektedir. Eğer ertelenirse, cerrahinin güvenliği açısından 4-6 haftalık bir süre sonrası ameliyat yapılabilir ki bu durum hem ameliyatı teknik olarak daha zor hale getirir, hem de bu 4-6 haftalık sürede gelişebilecek başka sorunların riski gereksiz yere alınmış olur.