top of page

Kalın bağırsakta kanser dokusu geliÅŸmeden önce bağırsak iç yüzeyi içinde polip adı verilen kabartılar oluÅŸur. Bu polipler yıllar içinde deÄŸiÅŸim göstererek kanserli dokuya dönüÅŸebilir. Polipler, kanser dönüÅŸümü göstermeden önce küçükken kolonoskopi sırasında güvenle çıkarılabilirler ve bu hastayı tamamen hastalıktan kurtarır. Bu nedenle 40 yaşından itibaren tarama kolonoskopileri yaptırılması ve saptanacak olası poliplerin aynı seansta çıkarılması hayat kurtarıcı olabilir. Unutulmamalıdır ki en iyi tedavi erken tedavidir. 

Kalın bağırsak kanserleri bağırsak duvarındaki derinliÄŸi ve diÄŸer organlara sıçrama (metastaz) durumuna göre sınıflandırılır ve tedavi buna göre planlanır. Hastalık bölgesel olarak kalın bağırsak mezenteri içindeki lenf düÄŸümlerine, uzak olarak da sırası ile en sık karaciÄŸer, akciÄŸer, kemik ve beyne yayılır. Hastalığın bağırsak duvarında sınırlı kaldığı durumlarda zaman zaman sadece cerrahi tedavi yeterli olabilirken, eÄŸer bölgesel ya da uzak metastaz geliÅŸtiyse cerrahi ile birlikte ilaç ve ışın tedavisi de devreye girer.   

Tüm kalın bağırsak kanserlerinin tedavisinde cerrahi, ilaç tedavisi (kemoterapi) ve ışın tedavisi (radyoterapi) birlikte kullanılır. Hastalık evresi bu konuda belirleyicidir. Tedavi yaklaşımları konusunda ise kolon ve rektum kanserleri arasında yaklaşım farklılıkları vardır.

Kanser, herhangi bir organda hücrelerin kontrolsüz büyümesi ile oluÅŸan anormal kitlelerdir. Kalın bağırsakta görülen kanserler, tüm kanser türleri arasında en fazla görülenler arasındadır. Çok çeÅŸitli belirtiler verebilirler:

  1. Makattan kanama. Bu sebeple hemoroid hastalığı ya da anal fissür (çatlak) varlığında saptanmaları gecikebilir. Bu nedenle hemoroid hastalığı ya da anal fissür tanısı konduÄŸunda, özellikle hasta 40 yaşının üzerinde ise kolonoskopi ile kalın bağırsakta kanamaya yol açacak bir kitle-tümör varlığı araÅŸtırılmalıdır.

  2. Kansızlık. Özellikle kalın bağırsağın saÄŸ tarafındaki tümörler, azar azar kanadıklarından dolayı belirgin kanama oluÅŸturmamalarına raÄŸmen kan deÄŸerlerinde düÅŸmeye ve kansızlığa neden olurlar.

  3. Bağırsak alışkanlıklarında deÄŸiÅŸiklik. Kalın bağırsaktaki tümörler kiÅŸnin o zamana dek alışılageldiÄŸi dışkılama alışkanlıklarında deÄŸiÅŸikliklerle kendini gösterebilir. Günde bir kere büyük tuvaletini yapan bir kiÅŸinin kısa zaman içinde günde 3 kere tuvalete gider hale gelmesi ya da ishal-kabızlık ataklarının baÅŸgöstermesi tümörün bir belirtisi olabilir.  

  4. Dışkı çapında incelme. Özellikle rektumdaki tümörlerde, tümörün bağırsak çapını daraltması sonucu çıkan dışkının çapında azalma görülebilir.

  5. Gaz ve dışkı çıkaramama. Tümörün bağırsağı tamamen tıkadığı durumlarda hastalar Acil Servis’e baÅŸvurabilirler. 

  6. Kilo kaybı. Kısa süre içinde beklenmeyen ciddi kilo kaybı bir belirti olabilir.

Rektum kanseri, yapısal olarak kolon kanseri ile benzerlik gösterse de tedavi yaklaşımlarında belirgin farklılıklar vardır. Cerrahi tedavi ilkesi ve hedefi aynıdır: Geride gözle görülür kanserli doku bırakmaksızınhastalıklı bölgeyi çıkarmak. Ancak rektumun anatomik özellikleri tedavi ÅŸekilleri ve yöntemleri deÄŸiÅŸir. Rektum kolon gibi karın içinde serbest deÄŸil, leÄŸen kemiÄŸinin içindeki çukurda (Pelvis)yerleÅŸmiÅŸ ve çevresi yaÄŸ dokusu kılıfı ile sarılı bir organdır. Sabit bir organ olması nedeni ile ışın tedavisi (Radyoterapi) de tedavide önemli bir rol oynar. Kolon kanserinden farklı olarak, ameliyat sonrasında hastalık tekrarını engelleyebilmek adına, çok ileri evre olmasa bile rektum tümörlü hastalara ameliyat öncesinde kemopterapi ve radyoterapi, bazen de sadece radyoterapi (neoadjuvan kemoradyoterapi) verilir. Sadece çoö erken evre tümörlerde direk ameliyat yapılır. Neoadjuvan tedavi sonrası bir süre beklenerek ameliyat uygulanır ve sonrasında kemoterapiye devam edilir. EÄŸer uzak metastaz varsa aynı kolon kanserindeki gibi bu metastazların tamamının çıkarılması ana hedeftir. Metastazların çıkarılması sonrası da kemoterapi verilmeye devam edilir.

Rektum ameliyatları da açık ya da laparoskopik olarak yapılabilir. Bu ameliyatların tedavisinde laparoskopik yöntem henüz tüm dünyada ilk seçenek tedavi olarak kabul görmemiÅŸtir. Ancak deneyimli cerrahlar tarafından yapılması önerilmektedir ve hasta açısında daha konforludur.

 

Rektum ameliyatlarında zaman zaman geçici, zaman zaman da kalıcı torba uygulaması (kolostomi-ileostomi) yapılabilir. Rektumun orta ve alt 1/3 yerleÅŸimli tümörlerinde geçici torba sıklıkla uygulanır ve 2 ay içinde kapatılır. Anüse çok yakın tümörlerde ise anüsün tamamen kapatılarak kalıcı kolostomi yapılması gerekebilir.

bottom of page